Kimdir?/Nedir?, Nedir?

Prehistoria ve Tarihi Devirler

TARİH, KAİNATIN VİCDANIDIR”

ÖMER HAYYAM

Güzel günler dilerim Sevgili Meyus Okur

Size bugünkü modern bilimin kabul ettiği tarihi dönemlerden bahsetmek istiyorum. Ancak şunu da belirtmek isterim ki bu görüş benim tamamen doğru kabul ettiğim bir görüş değil. Ben tarihsel gelişimi içerisinde insanoğlunun varlığının Hz. Adem ve Hz. Havva ile birlikte başladığına inandığım için insanı; maymundan evrilen Homo sürüsü olarak tanımlamıyorum.

Evet… tarihi çağlardan önce çok uzun bir süreyi kaplayan tarih öncesi dönemden kısaca bahsedelim. Adı üstünde tarih öncesi dönem; yazının icadından önceki dönemi kapsadığı için hakkında pek bir şey söylemek mümkün değil ama ben elimden geleni yapacağım.

Tarih öncesi dönem- yani Prehistoria; M.Ö. 800.000 ile M.Ö. 3500 yılları arasını kapsar. Bu dönemi aydınlatmak ve anlatmak daha çok arkeologların işidir.  Kendi içinde Taş Çağı ve Maden Çağı olarak ikiye ayrılır.

Taş Çağı ise kendi içinde eski, orta ve yeni taş çağı olarak üçe ayrılır. Eski Taş çağı yani Paleolitik dönem insanlık tarihinin en uzun çağıdır. İnsanlar ilkel bir şekilde mağara ve kovuklarda yaşamıştır. (Ama unutmayın ki bu dönem bizim için ilkel. Yoksa hayatını avcılık ve toplayıcılık yaparak geçiren bir Homo Heidelbergensis için mamut devirmek sıradan bir gün olsa gerek.) Sanatın ilk örnekleri de bu dönemde görülmüştür. Dünyada ilk izlerine İspanya ve Fransa’daki Almitra ve Laskö mağaralarında rastlanmıştır.

Orta Taş Çağı bir diğer adıyla Yontma Taş Çağı bir diğer adıyla da Mezolitik dönem bir geçiş dönemidir. Eski Taş Çağının sonunda buzulların erimeye başlamasıyla iklim çeşitlenmesi ortaya çıkmış, insanlar bitkilerle de beslenmeye başlamıştır ve tarımın temelleri atılmıştır.

Ancak bu dönemin süperstarı çakmak taşından yapılan mikrolitlerdir. İnsanlar- pardon Homo Neantherdaller günlük yaşamda kullanmak için küçük eşyalar (sivri uçlu şeyler) yapmıştır.

Yeni Taş Çağı yani Cilalı Taş Çağı olarak adlandırılan Neolitik dönemde ise artık iklim ısınmış, tarım başlamış, ilk defa buğday, arpa ve bezelye yetiştirilmiş hayvan evcilleştirilmiştir. İlk defa üretim fazlası tanımı ortaya çıkmıştır. İlk defa dokuma sanatı başlamıştır. Menhir, Dolmen ve Tümülüs gibi anıt mezarlar inşa edilmiştir.

Bu çağın sonuna doğru ateşin yardımıyla maden keşfedilmiştir. Maden Çağı ise Bakır ile başlar. Bakır Çağının bir diğer ismi Kalkolitik dönemdir. Bakırdan silah ve kap kacak yapılmış ancak dayanıksız olduğu için uzun ömürlü olmamıştır. Bu dönemde aynı zamanda altın ve gümüş de işlenmiştir.

Bakır ile Kalayın birleşimiyle elde edilen Tunç ise yeni bir çağı başlatmıştır. Bu dönemde ilk defa Site denilen şehir devletleri kurulmuş ve devletlerarası ilişkiler başlamıştır.

Demir Çağı ise insanlık tarihinin dönüm noktalarından biri sayılabilir sevgili Meyus Okur. Bu dönemde demirin keşfi ile savaş teknolojisi diyebileceğimiz bir kavram ortaya çıkmıştır. Ayrıca ilk kez madeni para kullanılmaya başlamıştır. Bu dönemin sonlarına doğru Mezopotamya’nın bizlere bıraktığı en büyük miras olan Sümer Uygarlığı tarafından yazı; ekonomik faaliyetleri kayıt altına almak amacıyla icad edilmiş ve artık tarih öncesi dönem sona ermiş ve tarihi çağlar başlamıştır.

Tarihi devirler ise dörde ayrılır. İlk Çağ, Orta Çağ, Yeni Çağ ve Yakın Çağ… İlk Çağ M.Ö.3500 yazının icadı ile başlar ve 375 Kavimler Göçü ile sona erer. Bu çağın içerisinde gerçekleşen önemli olaylardan biri Hz. İsa’nın doğumudur -ki buna Milat denir. Yani tarih sıfırlanmıştır.

İlk Çağ uygarlıklarında çok tanrılı din anlayışı ön plandadır. Örnek verecek olursak Sümer ve Yunan Tanrıları diyebiliriz. Yani insanlığın ortak bir tanrısı yoktur devletlerin tanrıları vardır. Yine toplumsal hayatı düzenleyen hukuk kuralları ortaya çıkmıştır. Posta ve Takvim ile ilgili gelişmeler yaşanmıştır. Toplumsal tabakalar oluşmuş, kölelik başlamıştır. İlk defa ticaret yolları kullanılmıştır.

Hun hükümdarı Balamir’in başlattığı Kavimler Göçü ile İlk Çağ sona ermiş ve Orta Çağ başlamıştır. Bu dönemde Avrupa’da Feodalite ortaya çıkmıştır. İslam dini nazil olmuş, ilerleyen zamanlarda İslam Dünyası’nın yayılmasını engellemek için Haçlı Seferleri başlamıştır. Batı’da bilim Skolastik düşüncenin baskısı altında kalırken Doğu; bilimde zirve dönemlerini yaşamıştır.

İstanbul’un Fethi ile Orta Çağ sona ermiş Yeni Çağ başlamıştır. Bu fetih; coğrafi keşifleri, Rönesansı ve Reformu tetiklemiştir. Yeni kıtalar ortaya çıkmasıyla yeni yollar ve yeni bitkiler keşfedilmiştir. Hristiyan dünyasında Protestanlık, Kalvenizm ve Anglikanizm mezhepleri ortaya çıkmıştır.

1789 Fransız İhtilali ile Yakın Çağ başlamıştır. Birinci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı küresel çapta bir etki bırakmış, faşist rejimler iktidara gelmiştir.

Fransız ihtilali ile beraber Milliyetçilik akımı başlamış ve Osmanlı gibi çok uluslu devletler yıkılmış, Ulus Devlet terimi ortaya çıkmıştır. Sanayi Devrimi yaşanmıştır.

Sömürgecilik yarışı başlamış ve dünya iki kutuplu bir yer haline gelmiştir. Gelişen teknoloji dünyayı küçük bir köy haline getirmiş, Amerika ve Rusya arasında başlayan uzay yarışı süper güç olma iddiasında bulunan her ülke için vazgeçilemez bir mücadele sahası olmuştur.

Günümüzde ise toplumlar gittikçe yalnızlaştırılmakta ve adına bireysellik denilmektedir. Gördüğünüz üzere tarih çizgisi üzerinde insanın var olmak ve iktidar olmak mücadelesi asla bitmemiş aksine gittikçe hız alarak devam etmiş ve hala daha devam etmektedir.

Yakın Çağ’dan bendeniz; gelecek nesillere selam ve muhabbet ile yazısına burada nokta koyar. Güzel kalın, bizimle kalın…

Yorum bırakın