Kimdir?/Nedir?

Demir Dağı Eriten Türkler: Ergenekon Destanı

Kabına sığamayan atalarımızın; sığamadıkları kabı eritmelerinin hikayesi…

Sevgili Meyus Okur, destanlar gibi ömrünüz olsun. Hepinizin de bildiği üzere destanlar halk içinde ağızdan ağıza yayılan ve içinde mutlaka olağanüstü unsurlar barındıran afet, yıkım, savaş ve kahramanlık hikayeleridir. Zaman içinde de manzum hale gelmiştir.

Rivayete göre Hz. Nuh’un üç oğlundan sonuncusu Türklerin ilk atasıdır. Hz. Nuh dünyayı oğulları Ham, Sam ve Yafes arasında taksim ederken Yafes’e; Ceyhun Nehri ötesindeki memleketleri yani Türkistan’ı vermişti. Burada yurt tutan Türkler; Hun, Göktürk, Oğuz Yabgu gibi devletler kurmuşlardır.

Ben sizlere oldum kağan

Alalım yay ile kalkan

Nişan olsun bize “buyan”

Boz-kurt olsun bize “uran”

Ergenekon destanı ise Göktürk devrine ait bir destandır.

Bir tarihçi olarak itiraf etmek gerekirse Orta Asya Türk Tarihi beni her zaman bir nebze daha çok çekmiştir. Ve Orta Asya’da kurulan Türk Devletleri içinde de en hayran olduğum Göktürklerdir. Başlangıçta Avar tabiisi olan Aşina kabilesinin lideri Bumin Kağan, Avar Hanı’nı büyük bir Töles isyanından kurtarınca ödül olarak Han’ın kızını istemiş. Avar Hanı da cevap olarak “siz bizim demirci kölelerimizsiniz.” diyerek hem bu isteği reddetmiş hem de Bumin Kağan’ı aşağılamıştır. Durum böyle olunca Bumin Kağan birtakım siyasi manevralarla etrafında kalabalık bir güç toplayıp kendi devletini kurmuştur. Böylece tarihte ilk defa Türk adı ile kurulan Göktürk Devleti’nin birinci dönemi başlamıştır.

Kısaca Göktürk Devleti’nin kuruluşundan bahsettiğimize göre gelelim Ergenekon Destanına. Efendim Türk destanlarını çekemeyip onlara türlü çeşit iftiralar atanlara inat biz, milli kimliğimizin bir parçası olan destanlarımıza sahip çıkalım. Türk destanları uydurma değildir. Moğol taklidi değildir.  Onlar bizlere atalarımızdan kalan mesajlar, öğütler, nasihatlerdir. Kültürel mirastır. Ata yurttan ana yurda göçüşün edebi bir izahıdır. Ayrıca destanlar bir milletin bilincinde ve tarih inşasında eksik kalan noktaları tamamlamak adına mükemmel kaynaklardır.

Ergenekon Destanı; Türklerin, Çin oyunlarına yenilip ana yurtlarından çıkarılmaları ve Ergenekon’a yerleşmeleri ile başlar.  Demir dağda yeni bir yurt arayışı ile gelişen süreçte, rüyalar, vezir, peri kızı, kutsal taş gibi sembolik karakterlerin anlatmaya çalıştığı tek bir şey vardır. Milli kimliği kaybetmemek ve bir daha düşmanın oyununa gelmemek için bilinçlenmek. Yeniden doğuşun simgesi ise Ergenekon Dağı’dır. Ergenekon’a giriş bir tesadüf değildir aksine Çinlilerin hilesiyle yurtlarından çıkarılan Türk halkının doğaüstü yolculuğudur.  Tek bir amaç vardır Türk soyunu devam ettirmek.

Türkler bu gizemli mekanda Boz-Kurt liderliğinde Ergenekon’dan çıkacakları günü beklerler.  Burada olgunluk çağına erişmeleri dört yüz yıl sürer.  Bekleyişlerinin nihayetinde bir demircinin yol göstermesiyle demir dağı eritirler ve Atayurtlarına yani Ötüken’e kavuşurlar.

“Bir yer bilirim, orada demir madeni var, eritir kendimize yol açarız. Yeter ki bu ülkü yüreğimizi, demiri eritecek kadar doldurmuş olsun.”

 Ergenekon esaretten kurtuluş günüdür. Eski Türklerde bugün; Atalar Mağarası önünde bayram olarak kutlanmıştır. Kağan’ın sembolik olarak ateş yakıp demir dövdüğü bu bayram gününde baharın gelişi, Ergenekon’dan çıkış, esaretten kurtuluş kutlanırdı. Bugün Türklerin, Erkin Kün/Özgürlük Günü Bayramı’dır. Türk toplumunda tespit edilen yılbaşı günleri adları şöyle sıralanabilir: Yeni Kün, Yengi Kün, Yeni Yıl, Nevruz/Navrız, Ulustıng Ulı Küni, Ergenekon, Erkin Kün, Özgürlük Günü…

Demiri eriten ateş bir temizlenme ve dönüşme aracı olarak, Türklerin saygı duyduğu bir element olmuştur. Demircilik mesleği ise Türkler için mühim bir mevkidir. Öyle ki dokuz göbek atası demirci olana “Tarhan” unvanı verilir.

Ergenekon Destanı, Türk Halkının ata yurduna hasret ile geçen yılların ardından tekrardan “biz” olmasının ve milli şuurun uyanmasının hikayesidir. Evet… benden bu kadar. Devamını merak ederseniz sevgili Meyus Okur, altta size yazacağım kaynaklardan daha ayrıntılı bilgi sahibi olabilirsiniz. Güzel günler dilerim.

KAYNAKÇA

-Osman Turan, Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi, Ötüken Yayınları.

-Ebru Şenocak, ‘Göç ve Ergenekon Destanlarında Mitostan Ütopyaya Yolculuk’ , Turkish Studies, Ankara.

Yorum bırakın