I-İ, inkılap kitabevi, P-R, reşat nuri güntekin, roman

Reşat Nuri Güntekin: Çalıkuşu

Pür ateşim açtırma benim ağzımı zinhar,

Zalim, söyletme beni derunumda neler var;

Güzel günler dilerim Sevgili Meyus Okur

Çalıkuşu tüm Türkiye’de, az biraz ilim tahsil etmiş herkes tarafından bilinen bir romandır. Ekseriyetle bunun sadece bir dizi film olduğunu düşünenlerin uğradığı şoku bir kenara koyarsak Reşat Nuri’nin (sanki teyzemin oğluymuş gibi bahsedeceğim senden Reşat) uzun zamandır okumak istediğim bu kitabını nihayet okumak bahtiyarlığına eriştim.

Çalıkuşu lakaplı başkarakterimiz Feride çocuk yaşta hem anasını hem de babasını kaybetmiş bir yetim olarak teyzeleri arasında büyümüş ve bir Fransız mektebinde kaliteli bir eğitim görmüştür. Sürüsüne bereket teyzeleri arasında Besime teyzesinin; nazik, neredeyse hanımlara yakışacak kadar narin ve nazlı oğlu Kamran ise Feride’nin çocukluğundan beri en çok uyuz olduğu kuzenidir. Aslında bu Çalıkuşu lügatinde en çok Kamran’ı seviyor demek çünkü bu çocuk ruhlu kız sevmeyi ve sevdiğini nasıl göstereceğini asla bilmiyor ve birini çok sevince en çok onun canını yakmaya çalışıyor.

Gel gelelim Feride büyüdükçe güzelleşir hem de ne güzellik öyle böyle değil! Kamran da bu teyze kızına aşık olur. Olmaz olaydın Kamran! Kızı da mahvettin bizi de! bu arada kanalı yeni açan izleyicilerimiz için tekrar etmek gerekirse Kamran karakteri TC erkeğinin son dönem Osmanlı versiyonudur. Yani bu ne demek hem aldatır hem de aldatmasına son derece mantıklı ve makul sayılabilecek bahaneler bulur, üretir ve bunların gerçek olduğuna kendini de ikna eder.

Yani lafın kısası Feride, Kamran’ı çok sever. Kamran ise herkesi!

Öyle de olsa kutsal Türk erkeği geniş gönlünde en çok yer kaplayan kadını baş hatunu yapar. Kamran da lütfedip Feride ile nişanlanır. Ama evlenmeden önce son kez SARI bir ÇİÇEK koklamaya yeltenir. Bunu öğrenen Feride yani Çalıkuşu tası tarağı toplar düğün günü Kamran’ı şey gibi (terbiyem müsaade etmiyor orasını siz tamamlayın) bırakıp Anadolu’ya gider. Çünkü kendisi öğretmendir. Dönemin yozlaşmış devlet kurumlarında, kendine muallimlik yapacak uygun bir okul ararken, kaç kez iç çekip içimden ‘ah Feride sen hiç değilse Maarif Nezareti’nde bekleyip duruyorsun. Biz şimdilerde KPSS adlı umut taciri tarafından soyulup soğana çevriliyoruz bir de bir sınava giriyoruz ki artık biz mi sınava giriyoruz yoksa sınav mı bize giriyor orası belli değil! Diye geçirdim.

Neyse, hikayemize devam etmek gerekirse Feride’nin asıl macerası öğretmenlik yapacak bir okul bulduktan sonra başlıyor. Bundan sonraki senelerde Anadolu’da oradan oraya sürüklenip türlü çeşit okulda öğretmenlik yaparken biz de keyifle Reşat Nuri’nin gözünden Anadolu’ya bakıyoruz. Elbette satır aralarında Reşat ile çakışan fikirlerim oluyor. Zira benim düşman teyze oğlummuş gibi bir kin beslediğim Reşat Nuri ile hayata aynı pencereden bakmadığımız çok belli.

Ama bu kitaptan zevk almama engel değil. Hatta ben bu romanı çok beğendim. Hatta sevdim diyebiliriz. Böyle söyleyince de aklımda Kamran’ın “ben gülbeşekeri çok sevdim.” cümlesi çınladı.

Romanın devamında Feride’nin güzelliği başına pek çok kere bela açarken sona geldiğimizde karşılaştığı onca çiğ ve iğrenç zihniyetli insana inat öyle güzel yürekli bir zat ile yolculuğunu sona erdiriyor ki Feride, tamam diyorsun işte bu limanda dinlenilir.

Nitekim Feride de yaşlı mı yaşlı, aksi mi aksi bir ihtiyarın korumasında yaşadığı onca acı ve kaybın sonunda hastalanıp yataklara düşüyor. Ancak merak buyurmayınız iyileşiyor.

Romanın son kısmına geldiğimizde, kadir kıymet bilmez yüzsüz Kamran’ın gözünden akıp giden yıllara şöyle bir göz atıyoruz ve bizim Reşat Nuri sonunda bu zalim ile Çalıkuşu’nu birbirine kavuşturuyor ve hikayemiz bir dalda öten çalıkuşunun sesinde nihayete eriyor.

Aslında Reşat Nuri bu hikayede bir aşktan çok bir genç kızın mesleğini icra ederken karşılaştığı zorluklara ışık tutmuş. Üstelik onun bize anlattığı devir ile bizim yaşadığımız devir çok farklı olsa da okurken günümüzde çalışma hayatında türlü çeşit zorbalığa ve tacize maruz kalan kadınların yaşadıklarından çokta farklı bir şey yaşamıyor Feride

Velhasılıkelam zaman geçiyor ancak ne erkeğe ne de kadına olan bakış açısı asla değişmiyor bu ülkede…

Bizimle kalın, güzel kalın….

“Reşat Nuri Güntekin: Çalıkuşu” için bir yorum

  1. Geri bildirim: *Z RAPORU – MEYUS OKUR

Yorum bırakın