Epsilon Yayınevi, Fantastik, Modern Edebiyat, N, Nora Roberts, roman

MİLAT

Ölümün yarattığı boşluğu doldurmak için hem karanlık hem de aydınlık büyüler ortaya çıkarken, Kıyamet de kayda değer bir hızla zehrini yayıyordu. Her şey bittiğinde geriye ne kalmış olacaktı?

Merhabalar sevgili Meyus okuru,

Bizden farklı şekillerde birçok şey çalan pandemi dönemi herkeste etki bırakıp, her an tekrar hortlayacakmış kabus misali geçmişin karanlığına gömüldü.

Milat benim uzun zaman önce aldığım ancak okumaya hazır olduğum bir kitaptır. Kitapla ilgili birçok fikrim vardı. Ancak kesinlikle üç kitaplık bir kıyamet serisi beklemiyordum.

Chronicles of The One serisinin ilk kitabı olan Milat, Noel için buluşan aile bireylerinden bazılarının ava çıktıkları sırada bir kuşu vurup ondan bulaşan virüsle başlar. Aslında bir kehanetin tetikleyicisi olan bu avdan bir haber olan bu aile bireyleri sonraki gün evlerine dönmek için havalimanına gitmiştir. Orada da farkında olmadan onlarca kişiye bu hastalığı bulaştırmıştır. Elbette ki bulaştırdıkları kişilerde başkalarına bulaştırmıştır.

Yalnızca üç hafta içerisinde bütün dünyayı etkisi altına alıp, bulaştığı kişiyi otuz altı saat içerisinde öldüren bu salgına çözüm bulunamazken hükümetler çökme noktasına gelmiş, yağma ve çeteleşmenin önüne geçmek mümkün değildir.

Bu virüs bulaştığı insanları öldürürken, aynı zamanda bazı insanların da genlerinde gömülü olan olağanüstü güçleri ortaya çıkartmıştır. Periler, cadılar, elfler derken salgına bağışıklığı olup herhangi bir gücü olmayanlarda vardır.

Artık hiçbir anlamı yok. Hiç yok. Boş ümitler vermek yalan söylemenin yumuşak bir halidir. Sen yalanı yumuşatıyorsun.”

Kitap farklı karakterlerin bakış açılarıyla yazıldığından, birbirinden bağımsız bölgelerdeki mücadeleleri görmemizin yanı sıra aynı fikre sahip insanların birlikte toplum inşa etme sürecindeki sıkıntılarını da görmekteyiz.

Temelde üç grubun farklı karakterleri üzerinden anlatılan kitapta Takım A diyeceğim grupta paramedik olan Jonah Vorhies, bu kadar ölümden bıkmış bir şekilde intihar etmeyi düşünürken bir mucize olur ve bu kadar ölümün arasında üç sağlıklı bebek doğmuştur. Şimdi onları korumaları ve güvenli bir bölgeye gitmeleri gerekmektedir. İnsanların zevkine avlanmaya başladığı sokaklarda bunu yapmak bir hayli zor olacaktır.

Takım B’de ise muhabir olan Arlys Reid vardır. Her ne olursa olsun insanlara haber sunmaya devam etmektedir. Düzenli olarak işe gitmeye devam eden son birkaç kişiden biridir ve insanlara bilgi vermeyi görev haline getirmiştir. Hacker dostundan aldığı bilgiler ise hükümetin açıkladığı verilerin tam tersini söylerken, aşı bulunacağına dair umutları yerle bir olmuştur. Gerçekleri halka anlatmaya karar verdiği gün peri olduğunu öğrendiği çalışma arkadaşı Fred ile şehirden metro ağlarını kullanarak çıkmaya karar verir. Polisler onu bulmadan önce harekete geçmelidirler ancak metro ağının içinde büyülü yaratıkları avlayanların haricinde daha korkunç şeylerde vardır.

Takım C’de başlangıçta restoranda aşçılık yapan Lana Bingham ve onun yazar olan erkek arkadaşı Max vardır. Lana televizyondan Arlys’in haberlerini takip ederken erkek arkadaşı Max dışarıdaki vahşete yiyecek ve diğer ihtiyaçlardan dolayı çıkmaya mecbur olduğu için bizzat şahit olmuştur ve şehri bir an önce terk etmek zorunda olduklarını bilmektedir. İkisi de cadı olduğu için şehirden sağ kurtulma ihtimalleri vardı. Ancak hükümet yolları kapmıştır ve bağışıklığı olanları zorla kamplarda toplamaktadır.

Eğer herhangi bir şey sezersen saklanacağız. Saklanmak işe yaramazsa kaçacağız. Kaçmak da işe yaramazsa savaşacağız.”

Farklı zorluklar ve ihanetlerle sınanan bu üç ekibin yolları kesişip her şey yoluna girecek gibi görünürken felaket güzel günlerin gölgesinde pusuya yatmış beklemektedir.  Üstelik Lana hamiledir ve karanlık bu bebeğin ölmesini istemektedir.

Lana’nın hayatı tekrar alt üst olurken bebeğini korumak için elinden geleni yapacaktır. Bunu yapmaktan başka çaresi yoktur.

Kaosa güzel bir başlangıç yapan kitapta en hoşuma giden şey küresel kriz anında toplumsal çöküşü fazlasıyla gerçekçi anlatmasıdır sevgili okur. Benzer örneklerine geçtiğimiz yıllarda şahit olduk. Bazı kesimlerin yozlaşmaya olayları çığrından çıkarmaya olan meyilleri dehşet vericiydi.

Bu gerçekliğin yanında mistik kurguyu da çok güzel işlemiş Nora Roberts. İnsanların bilmedikleri şeylere karşı korku ve vahşi yaklaşımları, ne yapacaklarını bilemedikleri gücü kötüye kullanma ve elbette kulaktan kulağa yayılan kehanetlerle hoş bir sentez ortaya çıkarmış yazar.

Serinin yalnızca ilk kitabı ülkemizde yayınlanmış bulunmakta sevgili okur. Eğer devamı gelirse elbette bize de okuma keyfini sürmek düşer.

Kitap ile ilgili düşüncelerinizi yorum kısmında bizimle paylaşmayı unutmayın. Kendinize iyi bakın…

XOXO


Yazar:Nora ROBERTS
Çevirmen:Tuba Özkat
Orijinal Adı:Year One (Chronicles of The One Series)
Tür:Roman, Fantastik, Edebiyat
Yayınevi:Epsilon Yayınevi
Sayfa Sayısı:464

Yorum bırakın