Hikayesi Olan Yapılar

Özi Kalesi ve Birinci Abdülhamit

Güzel günler dilerim Sevgili Meyus Okur.

Bazen hiç ayak basmasanız hiç görmeseniz bile bazı yerlerle gönülden bir bağ kurarsınız. Hikayesini işittiğim ilk andan itibaren Özi Kalesi de bunlardan biri oldu benim için.

Özi, Ukrayna’nın Dinyeper Nehri’nin Karadeniz’e döküldüğü yerin kuzeyinde yer alır. 1475 yılında Gedik Ahmet Paşa tarafından fethedilmiş ve Kırım Hanları’nın kontrolüne bırakılmıştı. Daha sonra 1538’de Kanuni’nin Boğdan Seferi sırasında doğrudan Osmanlı Devleti’ne bağlanmıştır.

Özi Kalesi, Kırım yarımadasını kontrol altında tutan ve stratejik açıdan Kuzey Karadeniz’deki en önemli savunma yapılarından biriydi. Dolayısıyla pek çok kez saldırılara maruz kalmış ve pek çok kez yeniden tahkim edilmiştir. Evliya Çelebi, Seyahatname’de Özi Kalesi’ni ayrıntılı bir şekilde anlatmış ve burada bulunduğu sırada kalenin Kazaklar tarafından saldırıya uğradığını kaydetmiştir. Görüleceği üzere Özi’nin derdi hiç bitmemiş Sevgili Okur.

Ruslar, burayı Karadenize’e çıkışın kilidi olarak gördükleri için buraya göz dikmişlerdi -Türkistan coğrafyasında göz dikmedikleri bir yer var mı orası da ayrı bir mesele tabi- Nitekim 1787’de başlayan Osmanlı-Rus Harbi’nde, Çariçe ikinci Katerina tarafından görevlendirilen Mareşal Potemkin Özi Kalesi’ni kuşatmıştır. Bu sırada Osmanlı tahtında ise I. Abdülhamit oturmaktadır.

Kuşatma her iki taraf içinde zorlayıcı olmuştur. Ağır kış şartlarında her iki taraf da diretebildiği kadar diretmiş, ancak kale; Ocak 1789 yılında düşmüştür. Buna sebep ise Özi Kadısı’nın Ruslarla iş birliği yapıp onlara su kapısından yürümelerini tarif etmesiydi.

 Ruslar Özi kuşatmasında yirmi binden fazla telef vermiştir. Potemkin, Özi’nin işgalinden sonra üç gün üç gece yağma izni vermiş ve Rus askerler üç gün boyunca kadın, çocuk demeden katliam yapmış, yağmanın sonunda yirmi beş bin sivil şehid edilmiştir. Özi’nin zabtından dolayı mareşal Potemkin’e Katerina tarafından şövalyelik alameti olan St. Jorj nişanı ve Kazak Hatmanlığı rütbesi verilmiştir.

Saltanatı boyunca peş peşe gelen kötü haberler, merhametli ve gayretli padişah; I. Abdülhamid’in sağlığını iyice bozmuştur. Öncesinde Küçük Kaynarca Anlaşması ile kaybedilen prestij, sonrasında Kırım’ın tamamen ilhakı ile devam etmişti. 1787 Seferi sırasında önce Yaş ve Hotin kaleleri düşmüş hemen ardından tüm çabalara ve savunmaya rağmen Özi Kalesi de kaybedilmişti. Özi Kalesi’nin Ruslar tarafından işgalini bildiren sadrazam kaimesini okurken I. Abdülhamid’in sağ tarafına inme inmiş, 7 Nisan 1789’da vefat etmiştir.

Günümüzde Özi, Ochakiv ismiyle anılır ve Ukrayna’ya bağlı küçük bir sahil kasabasıdır. Bizim içinse Rusların, Osmanlı Devleti’ne bağlı pek çok yerde yaptıkları sayısız katliamlardan biri olarak tarihin utanç ve ibret sayfalarına yazılmış olsa da unutulup gitmiş sayısız acılardan biridir.

Yeni yazılarda görüşmek üzere… bizimle kalın, hoşçakalın


KAYNAKÇA

“İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi 4. Cilt 1. Bölüm, TTK.”

“Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Arşivlere Göre Osmanlı Kaleleri.”

Yorum bırakın