
“Düşünsenize. Milyarlarca yıl sonrasına mesaj bırakmamız gerekiyor. Gezegenlere de kazısak yok olabilir bu süre içinde. Yıldızlar, galaksiler bile uçup gidebilir. Ama evrimleşerek her ortama uyum sağlayabilen, limitsiz yayılma kudreti ve arzusu olan canlıların genlerine yerleştirmek belki de en garanti yöntemdir.”
Merhabalar sevgili Meyus okuru,
Geçen günlerde Sofi’nin bahsettiği yemek kitabı havasındaki üçleme bana artık girdiğimiz herhangi bir kitapçıdaki Türk edebiyatı kısmındaki vahameti bir kez daha hatırlattı. Sözlerim lütfen yanlış anlaşılmasın, muhteşem kurgularıyla, kalemleriyle bizi kendine hayran bırakan yazarlarımız elbette var. Bu sözlerimde onları tamamen bir kenara koyuyorum. Ben daha çok günlük konuşma dilinin bir adım önüne geçemeyen okuduğu birkaç kitabı birleştirip bunu da insanlara kendi başarısı gibi gösterenlere söylüyorum sevgili okur.
Bu yığının içinde ise kendine has ışığı olan eserlerde çıkıyor elbette. Bugün size onlardan biri olan antolojiden bahsetmek istiyorum. Hem de bilim kurgu!
“Yani belki de Tanrı’nın planı budur, kıyamet böyle bir şeydir fakat bilim adamları bunu kabul etmiyorlar”
Yeryüzü müzesi, Bilim Kurgu Kulübü ve İthaki Yayınları’nın ortak çalışması olmakla birlikte 18. Kuruluş yıldönümleri için yayınlanmıştır.
18 yazarın 18 farklı kısa hikayesinden oluşan bu kitapta kendinizi her hikayede başka bir yerde bulacaksınız sevgili okur. Sevdiğim yazarlardan biri olan Ursula K. Le Guin tarafından yazılan destek mesajını da içeren bu eserde uzay gemisiyle başlayıp, geleceğin Ankara’sında gezerken bir sonraki hikayede robotlar, ütopya ve daha birçok şeyle karşılaşmaktayız.
Yeryüzü müzesi, tek kitapta bilim kurgunun çok yönlülüğü gösterilmektedir ve yazarların hepsinin Türk olması bu zevki ikiye katlamaktadır sevgili okur. Hikayeler arasında elbette daha çok beğendiklerim ya da eh ediklerim oldu. Aralarında ‘İlk Temas’ en sevdiğim olurken ‘ A-T-G-C’ bana fazla hitap etmedi.
Okuma zevkini azaltmamak adına hikayelerini konuları hakkında bilgi vermek istemiyorum açıkçası sevgili okur. Çünkü ben bir sonraki hikayeye geçerken acaba bu sefer konu ne olacak merakını taşıdım, kendimce tahminde bulundum. Şahsım adın söylemem gerekirse kolektif kitapları çekici kılan kısımda bu değil mi? Birbirinden bağımsız yazım tarzları ve bakış açıklarının tek seferde görebilmek.
“Toprak toprağa, küller küllere!” Oysa toprak, insanı kendisinden kovalı neredeyse elli sene oluyordu…
Ayrıca bazı yazarların amatör olduğu kitapta, okurken verilen emeğin yanında amatör olmalarının ufak bir ayrıntı olduğunu fark ediyorsunuz. İkinci kitabı diyebileceğimiz ‘İlk’ ise Bilim Kurgu Kulübü’nün 21 yıldönümüne ithafen 21 kısa hikaye ile yayınlanmış olup, umuyorum ki 25. Yıldönümlerini de 25 farklı hikaye ile yine bu güzel ortaklıkla kutlarlar.
Kitap ile ilgili düşüncelerinizi yorum kısmında bizimle paylaşmayı unutmayın. Kendinize iyi bakın…
XOXO
| Kitap Adı | Yeryüzü Müzesi |
| Yazar | Kolektif |
| Sayfa Sayısı: | 312 |
| Yayınevi | İthaki Yayınları |
