Aşk, cam şato serisi, DEX Kitap, Fantastik, roman, Sarah J. Maas

CAM ŞATO ( CAM ŞATO#1)

“Her sabah uyandığında aynı sözü tekrarlıyordu: Korkmayacağım.”

Merhabalar sevgili Meyus okuru,

Sarah J. Maas gerçekten ilginç bir yazar. Bataklık gibi bir kere saplandın mı bir anda bütün serilerini okumaya başlıyor insan. Cam Şato serisine başlama sebebim ise fantastik dünyada suikastçının hikayesini anlattığı için daha bir dikkatimi çektiğinden olduğunu söylemeliyim.

Adarlan’in  en ünlü suikastçısı olarak nam salmış, korkutucu Celaena Sardothien, bir ihanet sonucu yakalanmıştır.

Endovier’in tuz madenlerinde bir yıldır tutsak olan oradan kurtulmak için ölümü göze almıştır ve vazgeçmeye çokta niyeti yoktur.  En iyiler tarafından suikast için eğitilen, en yetenekli belki de en genç ve şüphesiz en ünlü suikastçısı olarak kendisine yapılan ihaneti unutmamıştır.

Bir gün şans diyebileceği bir şey gerçekleşir. Muhafız Kıtalar Yüzbaşısı Chaol Westfall’ün emri ile madenden çıkartılıp Adarlan Kralının büyük oğlu Prens Dorian’ın huzuruna götürülür.

Prens, ona reddedemeyeceği bir teklifle gider. Kral yaveri olmak için kendisi gibi suikastçı, paralı asker ve hırsızlardan oluşan yirmi dört kişinin arasından birinci olması gerekir. Eğer kazanırsa dört yıl sonra özgürlüğüne kavuşabilecektir. Teklifi reddederse madenlere geri götürülecektir.

Celaena, bir yıllık köleliğin ve kötü şartların ardından formdan düşmüş, zayıflamıştır. Kendisini toparlaması ve eski formuna kavuşması için ise fazla vakti yoktur. Chaol ona formunu kazanmasında yardımcı olurken, Celaena nefret ettiği Cam Şato’nun içinde elinden geleni yapmaktır.

Lükse ve kitaplara aşırı düşkün olan Celaena yarışma için gücünü geri almaya çalışırken Cam Şato’da esrarengiz cinayetler işlenmeye başlamıştır. Yaver adayları teker teker öldürülmektedir. Bu ölümler hiçte insani değildir. Parçalara ayrılmış cesetleri o hale getireni araştıran Chaol ve onun arkasında kendi araştırmasını yapan Celaena sıra kendisine gelmeden özgürlüğü ile kendisi arasına giren bu kişiyi bulup ortadan kaldırmak istemektedir. Zira iliklerine kadar işlemiş olan kralın korkusu hariç gözünü korkutan pekte bir şey yoktur.

Genele bakıldığında seriye güzel bir başlangıç kitabıydı sevgili okur ancak bir çoğunun yaptığı gibi göklere çıkaramayacağım.

Öncelikle karakterlerin yaşı, geçmişlerine  ve konumlarına göre fazlasıyla genç kalıyordu. Yaşları on yaş daha fazla olsa bu kadar çıkıntı durmazdı.

Celeana’nın günlük hayata adaptasyonunun bu kadar hızlı olması ayrıca göze batan diğer bir konuydu. Kabul kızın kafa biraz gidik, planlarının ardında planları var ama dün köleyken bugün sanki hiç öyle bir şey olmamış gibi hareket etmesi, tökezlemeden ilerlemesi dikkat çeken bir diğer konuydu.

En önemlisi ve en can çekiştireni ise çeviriydi. Yani birilerinin kesinlikle yayınevini editörlerle tanıştırması gerekiyor. Yazım yanlışı mı dersin, isimleri karıştırmak mı yok yoktu.

Karakterlere bakacak olursak eğer en dengeli karakteri açık ara Muhafız Kıtalar Yüzbaşısı Chaol Westfall’dü. Biraz kendisinde Ned Stark havası var, gıcık yönlerine rağmen umut vadeden biri olduğunu söylemeden geçemeceğim.

 Prens Dorian ise her şeye hükümdar babasının gölgesinde sesini çok çıkaramayan çıkarsa da fazla bir etkisi olmayan kendi potansiyeli ile ilgili soru işaretleri olan biriyken , Celaena Sardothien yapbozda nereye yerleştireceğimizi bilemediğimiz her yere uyuyor gibi gözüken ama uymaya parça gibiydi. Yani öyle bir şey ki kitaptan onu çıkartsak her şey yerli yerine oturacakmış gibi bir hissiyat veriyordu. Belki bu his ilerlen süreçte kaybolur.

Kitap ile ilgili düşüncelerinizi yorum kısmında bizimle paylaşmayı unutmayın. Kendinize iyi bakın…

XOXO


Geri dön

Mesajınız gönderildi

Lütfen yazımı oylamayı unutmayın 😊

Uyarı


Yazar:Sarah J. Maas
Çevirmen:Deniz Başkaya
Orjinal Adı:Throne of Glass (Throne of Glass #1)
Tür:Fantastik, Aşk,Roman
Yayınevi:Dex Yayınları
Sayfa Sayısı:416

Yorum bırakın