“Bana borçlu olanlara ve söz verenlere borçlarını ve sözlerini hatırlatacağım. Suikastçılardan,hırsızlardan, sürgünlerden ve sıradan halktan bir ordu kurmak için. Uzun zaman önce başlanan bir işi bitirmeye.”
Merhabalar sevgili Meyus okuru,
Serinin 5. kitabıyla karşınızdayım. Aelin önceki kitaplarda kimliğini kabullenmişti, şimdi ise o kimlik adına savaşmaya hazır. Aelin, Terrasen’e geri dönüyor ama halkı ve soylular onu hemen kucaklamıyor. Politik entrikalarla başı derde giriyor. Sadece düşmanla değil, kendi halkıyla da savaşması gerekiyor.
Çünkü bir sembolü yıkmak askerlerin moralini bozmada kan dökmek kadar etkili olabilir.”
Her adımı, her hamlesi bir satranç hamlesi gibi. Özellikle sonlara doğru yaptığı planlar öyle katmanlı ve herkesten gizliydi. Bu durum bazı noktalarda sinir bozucu hale geçebiliyordu aynı zamanda sevgili okur. Bir olay oluyor ve bakıyoruz ki aslında bununla ilgili bir planı var ve öncesinde hazırlık yapmıştı.
Gölgeler Kraliçesi’inde iyi bir müttefik olan Lysandra, bu sefer çıtayı bir üste taşıyor. Kız adeta ejderhaya dönüşüyor hem mecaz hem gerçek anlamda. Kafatası Körfezi’inde ki savaşta Aelin’in stratejik riskler alırken Lysandra’nın Aelin adına aldığı riskler, kimliğine sadakati ve özverisiyle ön plana çıkar. Ve Aelin de taht planında, onu yedeği olarak hazırlamaya başlar.
O… çok karanlık bir yerdeydi. İkimiz de. Fakat birbirimizi o karanlıktan çıkardık. Birlikte bunu yapmanın yolunu bulduk.”
Bu kitapta Rowan’ın Aelin ile bağları daha da derinleşir. Bir eş değil sadece; bir siper, bir sırdaş, bir yeminli savaşçı. Rowan artık sadece Fae gücüne değil, ruhuna da sahip çıktığı biri haline geliyor.
Manon bu kitapta muazzam bir dönüşüm geçiriyor. Cadı konseyine karşı çıkıyor, büyükannesiyle yüzleşiyor, Elide’yi kurtarıyor. Gerçek bir anti-kahramandan tam bir kahramana dönüşmeye başlar.
Dorian artık karanlıktan çıkmıştı ama ruhunda izleri hâlâ duruyor. İçindeki sihirle baş etmeye çalışıyor ve kendini anlamaya, keşfetmeye çabalıyordu.
Ejderhalardan ilki cam duvarın tepesine çıktı. Devasaydı… Веyaz saçlı cadıdan ve onun bedeni yara izleriyle kaplı bineğinden daha büyük bir ejderhaydı bu. Altısı Dorian’ın şatosuna, onun kulesine doğru kanat çırptılar. O şatonun kralını almak için.
Dorian onlara kralı verecekti.
Başlarda her şey klasik Maas temposunda: düşman toplanıyor, ordu planları yapılıyor, eski müttefikler ikna edilmeye çalışılıyor. Ama sonra taşlar yerine oturuyor ve Aelin’in aslında her şeyi çok önceden planladığını fark ediyoruz. Maeve sahneye çıktığında ise işler gerçek anlamda bambaşka bir hal aldı.
Kitap ile ilgili düşüncelerinizi yorum kısmında bizimle paylaşmayı unutmayın. Kendinize iyi bakın…
XOXO
- Cam Şato
- Karanlık Taç
- Ateşin Vârisi
- Gölgeler Kraliçesi
- Fırtınalar İmparatorluğu
- Şafak Kulesi
- Kül Krallığı
- Suikastçının Hançeri (Yan kitap genel olarak Ateşin Varisi’nden sonra okunması tavsiye edilir.)
| Yazar: | Sarah J. Maas |
| Çevirmen: | Deniz Başkaya |
| Orjinal Adı: | Empire of Storms (Throne of Glass #5) |
| Tür: | Fantastik, Aşk,Roman |
| Yayınevi: | Dex Yayınları |
| Sayfa Sayısı: | 700 |
MEYUS OKUR 