A, Altın Kitaplar, C-Ç, christopher paolini, F, Fantastik, miras döngüsü serisi

Christopher Paolini: Eragon

Miras Döngüsü Serisi 1. Kitap: Ejderha Süvarilerinin Mirası

“hiçbir şey kaybedecek bir şeyi olmayan bir düşmandan daha tehlikeli değildir.”

Güzel günler dilerim Sevgili Meyus Okur

Miras Döngüsü serisinin ilk kitabı olan Eragon’a büyük bir beklentiyle başladım yalan yok. Zira bilen bilir benim fantastik canavarlar deyince aklıma ilk ejderhalar gelir. Kendilerine karşı ayrı bir zaafım vardır. Ancak bu serinin ilk kitabına başlayıp bir yüz- yüz elli sayfa okuduktan sonra bende yavaş yavaş bir hayal kırıklığı arız olmaya başladı. Çünkü dediğim gibi çok büyük bir beklentiyle başlamıştım.

Bir de ne göreyim meğer yazarımız bu seriyi 15 yaşında bir ergenken yazmaya başlamış. Haliyle acemilik işi diyebiliriz. Çok fazla esinlendiği fantastik unsur vardı. Elfler, cüceler, orklar ki onlara urgul diyordu ve daha pek çok şey özellikle Tolkien’in orta dünyasından alınmıştı. Yani partide bir ben yoktum bir de hobbitler.

Bir ejderha süvarisi olan Eragon küçük mütevazı köyünde mutlu mesut yaşayan bir çiftçidir. Ancak hayatı birgün karşısına çıkan bir ejderha yumurtasıyla değişir. Yüzyıllardır kendilerine bir süvari seçmeyen ejderhalardan biri nihayetinde Eragon’u seçmiştir ve artık 15 yaşındaki ergenimizin hayatı eskisi gibi olmayacaktır. Zira o artık bir süvaridir. Ejderha süvarisi….

Haliyle peşine hemen kötü adamlar düşer. Zalim ve diktatör imparator Galbatorix’in adamları onu yakalamak için adeta yarışırlar. Eragon’un önünde iki seçenek var gibi gözükür. Birincisi İmparator’a boyun eğip onun emrinde çalışacak bir süvari olacaktır ya da İmparatorlukla mücadele eden asilere katılacaktır.

Tabi bunca karmaşanın olduğu yerde bize hikayeyi anlatacak bir de bilge lazım. Buradaki bilgenin adı Brom’du. Sanırım hikaye boyunca en çok kıl olduğum, en nefret ettiğim en salak saçma gelen karakter Brom’du. Niye derseniz… yahu adam senin ne olduğun, ne olmadığın belli, sürekli bir gizem havaları yok efendim bu soruna cevap veremem, bunu öğrenmek için hazır değilsin, bu henüz kaldıramayacağın bir sır diye diye bize hiçbir şey anlatmadan geberip giden koca yürekli ihtiyar emekli süvari Brom!!!!

Adam son nefesinde bile iki kelam anca konuştu onda da tahmin edemeyeceğimiz hiçbir şey söylemedi. Giderayak diyor ben de süvariydim. Hadi canım oradan biz hiç anlamadık onu.

Yani demem o ki hikayenin içine yedirilmiş güzel bir karakter olacakken bu kadar gizem ayakları kasmasaydın 15 yaşındaki ergen Paolini çok daha iyi olacaktı. Ama tabi ki bizim yolun başındaki acemi yazarlarımıza saygımız sonsuz. Ben de gayet adil ve şefkatli bir eleştiri yaptığımı düşünüyorum.

Gelelim ejderhamız birciğimiz Saphira’ya. Mavişimiz benim okuduğum ve izlediğim ejderhalar arasında en sempatik ve en merhametli ejderhalardandı. Kendisi de bir yavru olmasına rağmen Eragon’a rehberlik etti.

Hikayenin sonunda genç süvarimiz gideceği yere vardığında klasik bir fantastik kitapta olan savaş sahnesi vardı. İki taraf kapıştı Eragon herkese süvarilerin geri döndüğünü gösteren bir hamle yaptı ve nihayete ererken başka bir gizemin kapısı daha aralandı ve yazarımız bizi ikinci kitaba davet ederken ilk kitap noktalandı.

Şimdi ben bu kitabı çok beğenmedim ama dediğim gibi bunu 15 yaşında bir çocuğun yazdığını göz önünde bulundurursak gayet başarılı bir giriş kitabıydı. Zaten böyle serilerin ilk kitapları genellikle biraz ağır işler ve okuyucuyu bir nebze sıkar.

Seriye devam edip etmeme konusunda kararsızım. Sanırım ben bu seriyi okumak için biraz geç kalmışım. Lise dönemlerimde bu seriyi ağzımdan sular aka aka okuyacağıma eminim ama dediğim gibi geç kalmışım. Yine de 15-19 yaş aralığındaki gençlere tavsiye edebilirim.

Şimdilik bu kadar, bizimle kalın hoşça kalın.

Yorum bırakın