
Güzel günler dilerim Sevgili Meyus Okur.
Son zamanlarda sıklıkla duyduğunuz ve karşılaştığınız bir kavramdan bahsedeceğim bugün. Küreselleşme özellikle 1980 sonrası dünya üzerinde akademi ve ekonomi çevreleri tarafından tanımlanmaya ve sahiplenilmeye başlanmış bir kavramdır. Küreselleşme ile ilgili pek çok tanım bulunsa da olayı basitleştirmek adına çok kısa bir kavram açıklaması yapacağım.
Küreselleşme, milletler arası iletişimin artması ile dünyanın küçücük bir köy haline gelmesidir sevgili Meyus Okur. İçinde yaşadığımız toplumun kimliksizleşmesi ve küreselleşen dünya nüfusunda popüler olan ne ise onun kutsal sayılmasıdır. Sosyo-kültürel, teknolojik, politik ve ekonomik açıdan zaman ve mekan boyutunun ortadan kalkmasıyla tek tipleşmenin gerçekleştiği, dünyanın tek bir pazar haline geldiği sürecin adlandırılmasıdır.
Özellikle ekonomiden devlet elinin çekilmesi ve serbest piyasa ekonomisinin dünyanın yeni gücü haline gelmesi ile birlikte yatırımcıların ürettikleri ürünleri herhangi bir milli kimlikten yoksun bırakması ile başlayan süreçte küreselleşme, soğuk savaş sonrasında yeni kapitalizmin adeta kardeşi olmuştur.
Olayı örneklemek gerekirse hepinizin malumu olan kola markasından bahsedelim biraz. Kola der demez bile, aklınıza kırmızı beyaz logosu ile üzerinde kabacıkları patlayan, buz gibi serinletici bir bardak geldi değil mi?
Peki bu malum marka nasıl bu hale geldi? Elbette ki küreselleşmenin aklını kullanarak! Bugün Müslüman ülkelerinde ramazan sofralarını süsleyen kola, şükrün gününde Hristiyan olur, Hanuka’da Yahudi’dir kola, Holi Bayramı’nda Hindu olur. Kolanın bir milleti yoktur Sevgili okur, bir dini yoktur. O sadece bir içecektir. Ancak ona reklam dehası ile kazandırılan bu kimlikler dünya nüfusu tarafından kabul görmüştür.
Ben üniversitede Küreselleşme dersi alırken hazırladığım bir ödevden bahsedeceğim size, Küreselleşme ve Futbol.
Bildiğiniz üzere futbol bugün geniş taraftar kitleleri tarafından çoğu zaman holiganca takip edilen bir spor etkinliğidir. Geçmişte fiziksel dinamizm adına bir spor aktivitesi olarak gerçekleştirilse de futbol da küreselleşmeden nasibini almış ve artık endüstriyel bir iş örgütüne dönüşmüştür. Bugün dünyanın en büyük spor kulüplerinin yıllık maddi dokümanları dudak uçuklatan cinstendir. Çünkü futbol sadece bir oyun değil, bir yaşam biçimidir. Kitlelerin uymak zorunda olduğu minyatür bir yaşam desenidir.
Evde, okulda, iş yerinde, seyahatte her nerede olursa olsun bireylerin hakkında konuştuğu, şiddet, rekabet özellikle de cinsel güdülerini tatmin ettikleri bir kavramdır futbol. Milyonların hafta sonu etkinliğidir. Oyuncuların giydikleri formalar milyon dolarlık ayaklı reklam filmidir. Sahada oynanan oyunu izlemek baştan sona maddi kayıptan ibarettir. Futbol, kültür sanayisinin tüketim ideolojisi ile birleşmesidir. Mesela Manchester United, 2002 yılında Nike markası ile 500 milyon dolara anlaşmıştır. Şunu da belirtmek isterim ki Türkiye’de bulunan büyük futbol kulüplerinin yıllık toplam geliri sadece Manchester United kulübünün yıllık toplam gelirinin dörtte biri kadardır. Fenerbahçe’nin yıllık geliri ise 130 milyon dolar civarında.
Özellikle taraftar ile futbol kulüpleri arasında kurulan bağ, bize futbolun küreselleşmenin en büyük zaferi olduğunu gösterir. Taraftar; kulübünün ürettiği formalara dünyanın parasını verir, kulübünün kartını kullanır, kulübünün taraftar paketini kullanır, kulübüne üye olur ve yıllık aidatını geciktirmeden öder. Türkiye genelinde Fenerbahçe’nin yaklaşık 600, Galatasaray’ın ise 300’e yakın satış noktası bulunmaktadır.
Tamamen tüketim çılgınlığı üzerine kurulu kapitalist düzenin serbest zaman kavramını doldurmak adına bir meta haline getirdiği futbol, kitlelere günü yaşayın, şimdinin kıymetini bilin mesajı verirken arka planda bir kene gibi emdiği insanlardan yine beslenmeye devam eder. Toparlamak gerekirse küresel dilin en güçlü hatiplerinden biri olan futbol ticaretten başka bir şey değildir. İnsanları birleştirirken kesin çizgilerle ayırmayı başarabilen bu gücü ise; isterseniz bana kızın ama takdir etmek gerek.
Yeni yazılarda görüşmek dileğiyle… bizimle kalın hoşça kalın.