Felsefe-Düşünce, Kırmızı Kedi Yayınevi, Modern Klasikler, P, Paul Lafargue, Tembellik hakkı

TEMBELLİK HAKKI

Tıpkı insanlığın ilk çağlarının, üretimlerinin niteliğine bağlı olarak, taş çağı, tunç çağı adını alması gibi, bizim çağımız da sahtekarlık çağı diye adlandırılacaktır.

Merhabalar sevgili Meyus okuru,

Yeni yıla güzel başlayıp devam ettirmeniz dileğiyle hepinizi selamlıyorum. Uzun süredir iş yoğunluğu yüzünden rahatça kitap okumayaşımın getirdiği tembellikle burayı bir süre aksatmış bulundum. Kitapçıda gezerken tesadüfen karşılaştığım bu kitap, günlük hayatta yapmaya üşendiğim şeyleri anımsattığı için kitap ve yazar hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadan rastgele aldım. Beni yanıltan şey üşengeç ruh halime çekici gelen inceliğiydi. Sonuçta 66 sayfacık. 

Uzun süredir okuduğum en dolu 66 sayfaydı. 

Anlık bir dalgınlığa izin vermeyen bu eserle ilgili tek pişmanlığım daha önce okumamış olmam sevgili okur. 

 Doğduğumuz andan itibaren bazı temel hak ve özgürlüklerle doğarız. Yeme, içime, barınma gibi temel olanlar karşılandıktan sonra diğer haklarımız gelir. Okuma hakkı, çalışma hakkı… bu böyle sıralanır gider…

Peki çalışken yüzde kaçımız ne kadar özgür sevgili okur?

Paul Lafargue’nin anlatımına göre Eski Yunanlı’larda çalışmak sadece köleler içindi. Çalışmak aşağılanan bir şeydi. O dönemin insanları kendilerini bilime sanata edebiyata adayabiliyorlardı. Çünkü bunun için enerjileri vardı. Zihinleri yorgun değildi.

Sanayi çağında ise çalışmak zorunda olmanın yanı sıra en büyük erdemlerden biri çalışmak olarak gösterilmekteydi. Ailelerini geçindirmek için sadece erkeklerin çalışması yetmiyordu kadınlar ve çocuklarda sabahın erken saatlerinde çalışmak için yollara düşüp 10 saat üstü ağır iş yükünden sonra uyumaya zor fırsat buluyordu.

Kapitalist sistem, bu insanların fiziksel yorgunluklarını ya da psikolojik durumlarını umursamaz. En az çalışanla en yüksek üretim miktarını ulaşmaya çalışıp aslında ihtiyacımız olmayan şeyleri bizim için olmazsa olmaz olarak gösterip bizi onu almaya yöneltir. Seri üretime geçildiği dönemden beri bu böyledir. Bir anda bu kadar fazla şey üretiliyorsa satmak içinde  o kadar alıcı gerekiyordu.

Bu olaya en yaygın verilen örneğiyle cep telefonu. Benim marka takıntım yoktur ama etrafımda hastalık derecesinde Iphone takıntısı olan insanlar var. “Abi aslında vericeksin 11 bini alacaksın. Taksit mi yaptırsam?” bu insanları dehşetle dinliyorum. Bu verdiği para bu insanın en az 3 aylık maaşı. Ne işine yarayacak? Özelliği ne diyorum. Kamerası güzel gibi tatmin edici olmayan cevaplar veriyor. Kimsenin kişisel zevkini eleştirmek bana düşmez ama bana göre bu enayilik.

Kapitalizmin ise başarısının madalyası.

Henry Ford’a göre her çalışanı aynı zamanda potansiyel müşteri adayıdır. Hepimiz ürettiğimiz şeylerin bağımlısı olduk sevgili okur. ‘Daha iyisi’ ile başlayan cümlelerin kurbanıyız. Bunları elde etmek için on iki saate varan çalışma saatlerine itiraz etmiyoruz.

Lafargue , işçi sınıfına birde şöyle bir seçenek sunuyor. Geçmişte insan hakları için verilen mücadelenin bir benzeri olan çalışma hakkı için mücadele etmemizi öğütlüyor. Günlük 3-4 saatlik çalışma süresi için yapılan evrensel bir ayaklanmaya hangi sistem karşı koyabilir? Kapitalist sistemin kalbi olan az çalışan çok verim mantığını değiştirip az çalışma saatleri gerektiği kadar çalışan yaparsak ne olur?

Bence sevgili okur ilk değişecek şey çağın vebası olan depresyon olur. İnsanlar sosyalleşmeye, sanata daha önemlisi kendine daha fazla vakit ayırabileceği ve daha fazla insan iş sahibi olacağından dolayı depresyon oranında düşme gerçekleşecektir.

Kitabın konusundan çıkıp konudan konuya atladığımın gayet farkındayım sevgili okur ama elimde değil. Kitap en sondaki eki de sayarsak sadece 5 bölüm ama detaylı olarak anlatmaya kalksam her paragrafı ayrı ayrı incelenmesi gerek. Felsefenin bir tık baskın olduğu Tembellik Hakkı, insanı düşünmeye zorlayan bir kitap ve bazen zorlada olsa düşünmek gerekiyor sevgili okur.

Belki asla gerçekleşmeyecek ütopik bir düşüncenin anlatılıyor ama geçmişte de bir çok şey imkansız gözüküyordu. Lafargue’nin dediği gibi Aristotales’in düşünün bizim gerçeğimiz olduğu bir çağdayız. Lafargue’nin anlattığı Tembellik Hakkı da gelecek nesillerin gerçeği olacağı zamanında gelmesi dileğiyle sevgili okur.

Kitap ile ilgili düşüncelerinizi yorum kısmında bizimle paylaşmayı unutmayın. Kendinize iyi bakın…

XOXO


Adı:Tembellik Hakkı
Yazar:Paul Lafargue, Işık Ergüden (Çevirmen)
Baskı tarihi:18 Mayıs 2014
Sayfa sayısı:72
Format:Karton kapak
ISBN:9786054927142
Kitabın türü:Felsefe-Düşünce, İnsan ve Toplum, Siyaset-Politika, Sosyoloji
Dil:Türkçe
Ülke:Türkiye
Yayınevi:Kırmızı Kedi Yayınları

Yorum bırakın