“İşte böyle rüzgâra yelken açan ama dümenini kullanamayan küçük balıklar gibi oradan oraya sürüklenip durdum. Ama gözlerim ve kulaklarım hep açıktı…”
Merhabalar sevgili Meyus okuru,
Bazı yazarların ne vaat ettiklerini aşağı yukarı bilirsiniz. Agatha Christie‘nin gizemin bir kısmını sonuna kadar saklı tutması, Stefan Zweig‘in insani duygular konusundaki analizi gibi, belki de Jack London‘ı okumak bu yüzden hoşuma gidiyordur. Olay örgüsü beni şaşırtmıyor ama kitabı elimden bırakmama engel olan bir bağımlılık yaratıyor.
Bir Kuzey Macerası’nı okumaya başladığımda aklımdan ilk geçen şey “Bunun arkasında yazanla ne alakası var ki?” oldu. O odadaki insanları tanırken hangisi bizim adamımız diye bekledim. Divane, evet bizim adam o ve şimdi hikayesini anlatacak dedim ama öyle olmadı. Sonrasında o kısacık hikaye bir anda beni içerisine çekti.
Reisin oğlu reis Naass’ın bir nedenden ötürü halkından hep farklıydı. Tıpkı kendi gibi farklı olan kan davalılarının kızı Unga ile evlenip, bu kan dökme işine son verip huzur içinde yaşama fikri aklına gelmiştir dediğini de yapıp kızla evlenmiştir.
“Ölmüşlerin kavgasını neden yeni doğacak olanlar sürdürmek zorunda diye hayret ettim, bu işte doğru bir yan görmedim…”
Ancak düğün günü denizden gelen yabancılar olmuştur. Bu yabancılar onlara hediyeler sunmuştur. Hediyelerle beraber yabancıları kabul eden Naass’ın karısı aynı akşam bu yabancılar tarafından kaçırılmıştır. Geçmişten gelen kan davasını kapatmayı amaçlayan Naass kendi kan davasının peşine düşmüştür.
Tanrıların dünyanın ilk dönemlerindeki erkekleri örnek alarak kalıba döktükleri gibi adamı ve Unga’yı ararken Akatan’daki küçük dünyasında aklı hayaline gelmeyecek şeylerle karşılaşır. Çeşitli zorluklara göğüs gerer. Ancak bu zorluklar hırsını kamçılamaktan başka bir işe yaramaz. Arayışından geri dönmez.
“ Aklımızın alamayacağı bazı şeyler vardır. Adalet duygumuzu aşan şeyler. “
Kitabın sonuna geldiğimde arayışın intikama nasıl dönüştüğüne şahit olurken, kendimi gerçekten yaptığı doğru muydu? Bu kabul edilebilir mi? Diye sorgularken buldum.
Öykü, basit bir arayış öyküsü olarak görünsede öyle değil. Alttan alta verdiği mesajlar basit kelimesini başka bir boyuta taşıyor.
Sayfa sayısı 50 kadar olduğunda kısa bir öğlen molasında bitebilecek bir kitap ama hakkında konuşulsa o kadar kısa süreceğini düşünmüyorum sevgili okur. Sanırım buda bize yazarın ustalığını gösteriyor.
Kitap ile ilgili düşüncelerinizi yorum kısmında bizimle paylaşmayı unutmayın. Kendinize iyi bakın…
XOXO
Adı:Bir Kuzey Macerası
Yazar:Jack London, Levent Cinemre (Çevirmen)
Baskı tarihi:Şubat 2018
Sayfa sayısı:56
Format:Karton kapak
ISBN:9786052953433
Kitabın türü: Edebiyat
Orijinal adı:An Odyssey of the North
Yayınevi:Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
MEYUS OKUR 