A, Ahmet Mithat Efendi, Hikaye, T, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

Ahmet Mithat Efendi: Dolaptan Temaşa

Nefsiyle gayet mühim ve müthiş bir mücadelede bulunduğu sanki şiddetli bir sancıya tutulmuş gibi kıvrım kıvrım kıvranmasından anlaşılıyordu. Nihayet nefsine üstün gelerek dedi ki: “Pekala olur ama gusle ihtiyacınız var mıdır?”

Güzel günler dilerim Sevgili Meyus Okur.

İçinden hançerle kanırta kanırta geçtiğimiz şu zor günlerde, herkesin kendi içinde bir sorgulama yaşadığı ve sevdikleri için endişelendiği bu vakitlerde elime bir kitap aldım ve kısa süreliğine de olsa bugünü unutup 19. yy Osmanlı İstanbul’unda kendimi kaybettim.

Lisede ki edebiyat derslerinden hatırladığım kadarıyla Ahmet Mithat Efendi; roman akışını yarıda kesip grip için ıhlamur tarifi veren adamın biriydi. Dolaptan Temaşa ise romandan ziyade kısa bir hikaye. Letaif-i Rivayet adlı külliyatın 20. hikayesi. Daha çok Payitaht’ın mahalle, içki ve meyhane kültürünü anlatan bu kısacık hikayede hem çok güldüm, hem yer yer gerildim, hem de keşke şu karakterin daha derin bir anlatımını okuyabilseydim dedim.

Olay örgüsü içerisinde işlenen ‘Helva Sohbetleri’ içerik olarak değil ama teori olarak ilgimi çekti. Yozlaşmış bir yaşam biçimini çok güzel bir şekilde okuyucusuna aktaran Ahmet Mithat Efendi’nin Yahudiler ve bozulmuş, aslını kaybetmiş, başıbozuk Yeniçeri Ocağı ile ilgili anlattıkları ise gerçekten dikkate değerdi. Hele ki benim gibi bir tarihçiyseniz ya da tarihe merakınız varsa bu kitabı daha büyük bir ilgiyle okuyacaksınız.

Irım da benim için kırım da

Balat, Süleymaniye gibi aşina olduğum semtlerin 19. yy versiyonunda kaybolmak ayrıca hoşuma gitti.

Ancak burada atlamadan geçemeyeceğim bir karakter var ki sanırım ona hayran kaldım. Paşalı Ahmet Ağa karakteri o kadar hoşuma gitti ki kitabın bitmesini sırf bu yüzden istemedim.

Lafın kısası bundan sonra göreceğim her Ahmet Mithat Efendi kitabını alacağım. Sizlere de tavsiye ederim.

Güzel günler dilerim. Hoşça kalın, bizimle kalın, sosyal mesafeli kalın…

Yorum bırakın