
“Violence, unutma ki kırılgan olan sadece bedendir. Ruhun değil.”
Merhabalar sevgili Meyus okuru,
İlk kitabı olan “Dördüncü Kanat” başta ejderhalarıyla beni birçok noktadan fetih eden serinin devam kitabı olan “Demir Alev” ile tekrar karşınızdayım. Başlangıç olarak kitap iki kısımdan oluşuyor. Yazarımız insaflı davranıp iki ayrı kitap olarak basmamış en azından ki yapılabilecek kıvamda bir kitap olduğunu belirtmeliyim.
Dördüncü Kanat’ın son bölümlerini ay ne oluyor, ne oluyor diye okurken sonunda bir yerlerden hortlamasını beklediğim abisi Brennan beni şaşırtmadı ve karşımıza çıktı. Hem de devrimin liderlerinden biri, Xaden’ın dostu olarak. Şimdi bu kısma o kadar da şaşırdığımı söyleyemeyeceğim sevgili okur çünkü ilk kitapta gereğinden fazla bahsi geçen biriydi. Sonuç olarak kitabı onunla bitirip onunla başlaması sürpriz olmadı.
Violet, kendini ölü gösterip annesine karşı bir devrim yürüten abisine, devrim liderliği rolü yürüten ve yüzlerce sırrı olup kendisine seçili doğruları söylen sevgilisine ve asla bir şey saklamayı düşünmediği sevgili ejderhalarına olması gerektiği gibi kızgın ve fazlasıyla kırgındı. Ancak bir yola girmişti ve geri adım atamazdı.
Mezuniyete saatler kala savaş akademisine dönen öğrenci Sorrengail, General Sorrengail ve Albay Aetos’un sorularını bütün öğrencilerin karşısında cevaplarken kanat liderinin açıklamalarını desteklemişti ve yıllarca dost bildiği yeni bir düşman kazanmıştı. Albay Aetos.
İkinci yılın ilkinden kolay olmasını beklemeyen Violet, dostları ve saklaması gereken sırları arasında bocalarken kendini herkesten soyutlayarak ve olabildiğince idman yaparak dengesini kurmaya çalışırken bölüm lideri olan Rhiannon bir şeylerin farkında olsa da arkadaşının ördüğü duvarları aşmayı başaramaz.
Tüm bular olurken yeni başlayanlar arasında Liam’ın kız kardeşi de vardır ve kız kardeşinin Violet’e karşı tavırları Liam’ınkinden taban tabana zıttır. Bununla beraber ilk yıl öğrencilerinde yeni bir Jack belirmiştir ve hedefinin Violet olduğunu açıkça belirtmiştir. Tüm bunlar yetmezmiş gibi kralın küçük oğlu ülkeyi gezmeye çıktım diyerek okula sahte bir adla giriş yapmıştır ve kim olduğunu bilen kişilerin sayısı bir elin parmaklarını geçmemektedir.
Eğer bunları ilk kısmın konusu sanıyorsanız sevgili okur daha yeni ısınmayı başlıyoruz bu daha yazarın bizi selamlamasıydı.
Seni ben seçtim ve ejderhalar hata yapmaz.”
“Hayatını bu kadar kendinden emin yaşamak nasıl bir şey?”
“Yaşıyoruz işte.”
Çift ejderhaları ayırmamak adına her hafta sonu birinin uçarak diğerinin yanına gideceği dönüşümlü bir çizelge oluşturulup izin belgeleri hazırlanırken Violet anlıyor ki buluşmasına izin verilenler sadece ejderhalardır.
Onlara verilen görevler ve diğer işler bitmediğinden Xaden ve Viloet ilk kısımda o kadar az yan yana gelmeyi başarıyor ki, birde bunun üstüne yan yana geldiklerinde de aşmaları gereken bazı güven sorunları bulunmaktır. Yalanlarla iç içe geçen bir ilişkide aşk gerçekten her şeyin üstesinden gelebilir mi sevgili okur?
Bana sonuna kadar güvenmelisin yoksa dünyadaki tüm sevgi bile bizi bir arada tutamaz. Ben kendimi bulabilmek için bilgiye ihtiyaç duyan bir insanım.”
Akademi yönetimini elinde bulunduran Albay Aetos ve Binbaşı Varrish’in ise gözü her an Violet’in üzerindedir. Xaden’ı çözebilmenin yolunun ondan geçtiğini düşünmektedirler ve Varrish, Violet’i çözmek için elindeki her şeyi ona karşı kullanmak niyetindedir.
Bunun başında da rüyasız uykuya yatmış olan Andarna gelmektedir. Binbaşı Varrish eğitimlere onu getirmesini zorunlu kılar ancak bu mümkün değildir ve buna karşılık olarak yıldırımları aşırı kullandırarak onu tükettiren cezalar vermektedir.
Tairn sabrının sonlarına gelmişken yeni dersleri tam bir kabustur. Alıkonulma durumlarına karşı işkence görme ve buna karşı dayanırlıklarının ölçüldüğü derslerden bahsediyorum sevgili okur.
Geçen yıl seni zekan için seçmiştim, şimdi yeni bir şeymiş gibi tebrik edilmek mi istiyorsun? Ne tuhaf?”
Tüm bunlara karşılık Violet’te yapması gerekeni yaptı diyebilirim, okulda isyanın fitilini yaktı.
İkinci kısım ise daha politik, kaotik, ritmini bambaşka yöne çevirirken dost, düşman kavramları iyice birbirine girmekteydi. Öyle bir noktaya geliyoruz ki sevgili okur, Xaden’ın kafsına bir şey fırlatıp sana da sırlarına da başlarım derken Dain’e aferin sana diyoruz. Evet, ilk kitabın incelemesinde yerden yere vurduğum Dain’den bahsediyorum.
Sen yaralısın. Bunu biliyorsun değil mi?”
“Ve sen de bir hafıza okuyucusun.”
Gözlerini kıstı.
“Ah, gerçekleri sıralamıyor muyduk?”
İki kitap boyunca Violet ve arkadaşların tam bir karakter gelişimini gözlemleyebiliyoruz. İlk kitaptaki acemilerden, kısım birdeki ayakları yere basmaya başlayan bireylerden kısım ikideki savaşçılara doğru güzel bir geçişleri vardı.
Ejderhalara gelecek olursak ergen Andarna kelimenin tam anlamıyla ergen kelimesini karşılarken, hayranlık duyduğu ancak çıldırtmaktan özellikle zevk aldığı Tairn’le atışırken Violet aralarında gayet güzel bir denge kurmaktadır. Bizim minnoş altın rengi ejderhamız büyüdü ve artık bir tüy kuyruk değil. İçten içe altın rengi kalmasını istesem de şu an olduğu şey yüzünden üçüncü kitap için heyecanlıyım sevgili okur.
Biz müttefiklerimizi yemeyiz,” dedi Tairn bilgiç bilgiç.
“Eğlenmeme hiç izin vermiyorsun.”
Kitapta en hoşuma giden kısım asıl zayıflığın fiziksel olmadığını birçok zayıflığımız olduğu önemli olan diğer yönlerimizle onu nasıl dengeleyeceğimizi göstermesiyken en sinirlerimi zıplatan kısım Xaden oldu. Tamam, haklı diyorum tam sonra çat diye bambaşka şeylerde ortaya çıkıyor ve bunlar yetmezmiş gibi kaçınılmaz olan savaş kapıya dayanmıştır ve Violet’ler hala koruma duvarlarını inşa etmenin yolunu bulamamıştır.
Şey gibi düşünmeye başlıyorsun…” dedi Tairn.
“Brennan gibi mi? dedim Wyvernler hava sahamıza girerken.
“Tairn gibi,” diye cevap verdi Sgaeyl ve düşmana doğru ilerledi.
Sevgili yazarımız ilk kitapta biraz insaflı davranıp bizi biraz merak bırakmıştı. Bu kitabın sonuna küfür etmeye hazır olun, nitekim ben ettim.
Kitap ile ilgili düşüncelerinizi yorum kısmında bizimle paylaşmayı unutmayın. Kendinize iyi bakın…
XOXO
| Yazar: | Rebecca Yarros |
| Çevirmen: | Elif Dinçer |
| Yayınevi: | Olimpos Yayınları |
| Orjinal Adı: | Iron Flame |
| Tür: | Roman, Fantastik, Aşk |
| Sayfa Sayısı: | 944 |
