
Efendim vaktinde hocam bana tevarih denilen kitaplarda çok yanlışlıklar olduğunu söylemişti. Bu yanlışlıklar kitaptan kitaba geçiyor imiş…
HERKES BİRAZ MEYUSTUR HAYATTA

Efendim vaktinde hocam bana tevarih denilen kitaplarda çok yanlışlıklar olduğunu söylemişti. Bu yanlışlıklar kitaptan kitaba geçiyor imiş…
“Vur şanlı silahınla, gönül mülkü düzelsin, Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin.”
…


Engizisyon mahkemesi, koyun ağılına sinsice yaklaşan kurtlar gibi giderek yaklaşıyor ve çok yakında bize gelecek…”
“Osmanlılar ne Birleşik Haçlılardan çekinirler, ne de yeni bir Aksak Temür Beğ’in çıkmasından telâşa kapılırlardı. Fakat bir Osmanlı Şehzadesinin meydana atılmasından büyük huzursuzluk duyarlardı. Osmanlı ancak Osmanlı’dan korkardı.“


“Hepimizin de yaptığı bu değil mi sanki? Hepimizin aradığı, hayatımıza tat katacak, güzel lezzetli bir şey değil de nedir?”

“Bir ulu şehirde toplanmış kırk er görüyorum… Aralarında sen de varsın… Yağmur yağıyor. Irmağın kıyısında dövüşüyorsunuz. Budun kurtuluyor… Adınız unutulmayacak! Bin üç yüz yıllık ölümden sonra dirileceksiniz… Acunun batımına dek adınız gönüllerde kalacak.”

“Dünya, düşünenler için komedi, hissedenler için trajedidir.”

“Delilik nerede sona erer ve gerçeklik nerede başlar?”

“Senin suskunluğunun hiç bir anlamı yok benim için ; benim suskunluğum seninkini bastıracak.”

“Yara izlerine, şekil bozukluklarına, elle tutulabilecek olan bütün korkunç şeylere hazırlıklıydılar ama yokluğa değil!”