G, Girdap Kitap, Hikaye, Modern Klasikler, S-Ş, Stefan Zweig

BİLİNMEYEN BİR KADININ MEKTUBU

“Belki arkadaşlar çiçek getirir ama tabutun üzerinde çiçeğin ne anlamı var? Teselli etmeye çalışır, ondan bundan bahsederler- sözcükler, sözcükler bana nasıl yardım edebilir?”

Merhabalar sevgili Meyus okuru,

Ne zaman kitap seçmekte kararsız kalsam Stefan Zweig kitaplarından birini okumayı tercih ederim. Bunun sebeplerinden biri onun beni hiç şaşırtmamasıdır.

Zweig , bu hikayesinde; seyahatinden dönen bir adamın gelen mektuplarının arasında imzasız, kimin gönderdiği belli olmayan bir mektup görür. İlgisini çeken bu mektubu okumaya başladığında ise karşısına hiç beklemediği bir şey çıkar.

Ölmüş çocuğunun yanında son anlarını geçirdiğini düşünen bir kadının hiçbir karşılık beklemeden sadece yıllardır içinde kalanları anlatmak isteyişini görmekteyiz sevgili okur.

Mektup, küçük bir kız çocuğu iken karşı dairesine taşınan bir yazara duyduğu merakın ilerleyerek hayranlık sonrasında ise karşılıksız saf bir aşkı anlatmaya başlar. Onu sadece bir kere bile olsun görmek için kendince verdiği çabanın ve hayallerin yerini ilerleyen yaşında kadınlığının ve güzelliğinin farkına varmasıyla genç kızların ulaşılmaz birini duyduğu platonik aşka dönüşümünü tüm gerçekliği ile anlatır kadın.

“Sadece yalnız çocuklar tutkularını bütünüyle içinde saklar; diğerleri hislerini başkalarına anlatır, arkadaşlarının yakınlığıyla tüketir.”

İlerleyen zamanda onu görmek için elinden geleni yapar ve sonunda istediğine ulaşır. Görmeyi arzuladığı adam için diğer kadınlardan biridir. Bunu bilmesine rağmen ondan kopamamaktadır.

Yıllar geçtikçe birçok farklı yerde aynı anda bulunsalar da kadın biliyordu ki, o adam hayatının kenarında olan biriydi. Ancak bu artık o kadar üzmüyordu onu çünkü elinde sevebileceği baktıkça mutlu olabileceği oğlu vardı.

Şimdi ise onu kaybetmişti. Her şeye olan inancını yitirmiş bir hiç kimseydi o artık. Bu acısını paylaşmak istediği kişi ise hayatını adadığı aşkı olan adamdı.

Umut, kırgınlık ve hüzünle dolu imzasız mektubu okumayı bitirdiğinde genç kadının dediği gibi onu hatırlayamadı, bulanık bir yüz meraktan başka bir şey kalmadı geriye.

Ne bir suçlama ne de nefret. Sadece boşluk.

Hikayeyi okurken kıza sinirlenip bırak artık şu adamı yoluna devam et, diye söylendiğim kısımlar, ona hak verdiğim yerler ve kızdığım yerler elbette oldu.

Zweig’in sevdiğim yönü mutlu son çabası yok. Bir şey kötü bitmesi gerekiyorsa öyle bitiyor ya da kişi acı çekmesi gerektiğinde (manevi ya da fiziksel olarak) çekiyordu. Bence bu olayı daha gerçekçi kılıyor sevgili okur.

Sakin bir akşamüstü okuyacak kitap arayanlara, dikkatini bir iki saatliğine de olsa dağıtmak isteyenler için gayet hoş yormayan bir hikayeydi.

Kitap ile ilgili düşüncelerinizi yorum kısmında bizimle paylaşmayı unutmayın. Kendinize iyi bakın…

XOXO


Adı:Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Yazar:Stefan Zweig, Esma Yıldırım (Çevirmen)
Baskı tarihi:Ocak 2020
Sayfa sayısı:60
Format:Karton kapak
ISBN:9786056983252
Kitabın türü: Modern Klasikler, Hikaye
Yayınevi:Girdap Kitap

Yorum bırakın