A, anton çehov, Modern Klasikler, T, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

KARA KEŞİŞ

“Kovrin’in nefesi kesildi, kalbi üzüntüyle sıkıştı ve çoktan unuttuğu harikulade ve tatlı bir sevinç titreşti göğsünde.”

Merhabalar sevgili Meyus okuru,

Bazı yazarlar vardır olayları uzun uzun anlatmasına gerek yoktur. Az kelimeyle de çok şey anlatabilirler. Bu yazarlara verilebilcek en bariz örnek elbette ki Zweig. Ancak bugün başka bir usta yazar olan Çehov’un “Kara Keşiş” kitabından bahsedeceğim. Önceki yazılarımda birinde Çehov’un “Altıncı Koğuş” öyküsünden bahsetmiştim ve o da akıl hastalarıyla ilgiliydi. Hekimlik hayatında gördüğü kişilerden de etkilendiği söylenen yazarımızın yayımlanan son felsefi öyküsü olan bu eserde, perspektifi tamamıyla değiştiren Çehov delilik ve dahilik arasındaki o ince çizgiden bahsetmektedir.

Felsefe doktoru olan Andrey Vasiliç Kovrin yapılan bir davet üzerine, rahatsızlığına iyi gelmesi ve biraz da dinlenmek için eski vasisi olan bitki yetiştirici olan Pesotski’nin yanına gitmeye karar verir. Orada Yegor Semyonıç kızı Tanya’yla beraber meyve ve bir sürü çiçek bahçesi olan Borisovka’da kalırken geçirdiği süreden bir hayli zevk almaktadır.

“Çok eskiden mutlu bir insan en nihayetinde kendi mutluluğundan korkmuş ve tanrıların kendisine merhamet etmesi için onlara en sevdiği yüzüğü adamak istemiş.”

Etrafındakiler onun nazik ve centilmen tavırlarını sevip kendisi hakkında daima övgüyle söz ederken, Kovrin bunları tevazu ile kabul etmektedir. Hayatının merkezinde çalışmaları bulunurken Yegor Semyonıç’in teşviğiyle Tanya’dan da hoşlandığını fark etmesiyle keyfi iyice yerine gelmiştir. Sadece uyku problemi çekmektedir ancak bunu da o kadar sıkıntı etmemektedir diğer güzel giden şeyleri yanında.

Bir akşam Kovrin yürüyüş yaparken aklına bir efsane gelir. Bu efsaneyi hep biliyor muydu? Nerede biliyordu? Bunların bir önemi yoktu. Karşısındaydı işte serap ya da hayal ürünü gibiydi. Sadece Tanrı’nın seçili kullarına görünen kara keşiş tam karşısındaydı ve onunla konuşuyordu.

“Ama iyiyim ve kimseye fenalık etmiyorum; demek ki halüsinasyonlarımda kötü bir şey yok,”

Kovrin’nin günleri daha da aydınlanmaya canlanmaya başladı. Etrafta keşiş bir tek o görüyordu ama bunda bir sakınca yoktu zaten olması gereken bu değil miydi?

Bir insanın elinden onu en mutlu eden şeyi alırsanız geriye ne kalır sevgili okur? İçimize canlılık katan arzumuz sönüp gittiğinde bedenimiz bir kabuğun ötesine gidebilir mi?

 Dahilimizi destekleyen birazcık delilik mazur görülemez mi? İlla çevrenin normal gördüğü standartlarda mı kalmamız gerekiyor, bizi mutlu etmesi yetmez mi?

Olay örgüsünü takip ederken kızmadığım karakter kalmadı ama aynı zamanda da hak verdim hepsine. İnsan olmanın en zorlayıcı yanı bu sanırım belli bir noktaya kadar herkes kendi penceresinden o kadar haklı oluyor ki, durum olması gerekenden çok daha rahatsız edici noktaya geliyor sevgili okur.

Kitap ile ilgili düşüncelerinizi yorum kısmında bizimle paylaşmayı unutmayın. Kendinize iyi bakın…

XOXO


Çevirmen:Mustafa Kemal Yılmaz
Yazar:Anton ÇEHOV
Orijinal Adı:черный монах
Yayınevi:Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Tür:Hikaye (Öykü), Dünya Klasikleri, Felsefe-Düşünce
Sayfa Sayısı:48

Yorum bırakın