Korkuyu iliklerinize kadar hissedeceksiniz… ya da çok eğleneceksiniz
Korku, cezadan çok daha beterdir…
Stefan Zweig’ın; korkunun derinlemesine bir betimlemesini yaptığı bu kitapta yakalanmayı bekleyen bir kadının çaresiz kıvranışlarını okuyacaksınız . Nefes kesici, baş döndürücü, mide bulandırıcı, utanç dolu, uyuşturan, kanınızı çeken bir korku bu! Yanlış anlamayın; Bayan İrene, ölmekten korkan bir kadın değil. Karanlıktan ya da örümceklerden de korkmuyor. O yakalanmaktan korkuyor.
Viyana burjuvazisini temsil eden başkarakterimiz İrene Wagner, kocasını sırf sıkıntıdan aldatan yirmili yaşlarında iki çocuk annesi evli bir kadın. Kocası Fritz, başkentin en önemli avukatlarından biri. Oldukça yakışıklı, merhametli, anlayışlı, ilgili ve sevgi dolu…yani kitabı okurken pislik kadın böyle adam aldatılır mı be! diyorsunuz.
Zweig, bu kadını tembel, maddi kaygısı olmayan ve aşırı rahatlıktan şımarmış biri olarak betimlemiş. Bu kadın; günlerini sokaklarda, caddelerde gezerek ve bolca para harcayarak geçiriyor. Çocuklarıyla ilişkisi çok zayıf, kocasını doğru düzgün tanımıyor bile. Hayatı sıradan, durgun kitapta da belirtildiği gibi “tokluk da açlıktan daha az kışkırtıcı değildir.” Ve bir gün İrene sırf bu durağanlıktan kurtulmak için kocasını aldatmaya başlıyor. İşler yolunda giderken, aşığını bile hayatının düzenli bir parçası haline getirmeyi başarmışken, aşığının sevgilisi ona şantaj yapmaya başlıyor.
Bu noktadan sonra korkunun, insan zihninde ve bedeninde ne tür etkileri olduğunu Zweig’in kaleminden zevkle okuyoruz. Her an yakalanma korkusu ile yaşamaya başlayan İrene, etrafına daha bir ciddiyetle bakmaya başlıyor. Bu kadından nefret edemiyorsunuz aslında. Bu kadına sadece acıyorsunuz. Ancak şahsım adına ben daha çok kadının kocasına üzüldüm. Böyle adamlar bizi bulmaz ki dedim. Nitekim bulmadı da 🙂
Kitabı okurken aklıma çocukluğumdan kalma bir hatıra geldi. Ablamın ödev için aldığı bir mukavva kağıdını alıp oyuncak bebeğim için bavul yapmıştım. Sonra onu dolabıma saklayıp iki saat boyunca annemin ve ablamın onu evin içinde aramasını, sessizce sindiğim bir köşeden izlemiştim. Onlar benim mükemmel bavulumu ararken yaşadığım korku İrene’in küçük kızının oyuncak atı parçaladıktan sonra yaşadığı korku ile aynı. Benim mükemmel bavulumu annem bulmuştu sonunda. Ve ben de tıpkı küçük kız gibi ağlamış ama daha çok rahatlamıştım. Bu basit korkunun bize öğrettiği ne çok şey var… sizin de yaşadığınız buna benzer bir hatıra varsa altta yorum kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.
Zweig’ın en sevdiğim kitabıdır: Korku… size de tavsiye ederim. Sonuna kadar okuduğunuz için teşekkürler. Korkunun gücü sizinle olsun!
| Çevirmen: | İlknur İgan |
| Yayın Tarihi | 2019-01-30 |
| Orjinal Adı | Angst |
| ISBN | 6053325017 |
| Baskı Sayısı | 13. Baskı |
| Dil | TÜRKÇE |
| Sayfa Sayısı | 80 |
| Cilt Tipi | Karton Kapak |
| Kağıt Cinsi | Kitap Kağıdı |
| Boyut | 12.5 x 20.5 cm |
MEYUS OKUR 
“Stefan Zweig: Korku” için 4 yorum